Blog

Eski Türk Çalgı Aletleri

Müzik, Türk kültüründe M.Ö. 3.000’li yıllara kadar dayanan bir kültürdür. Yapılan araştırmalarda, müziğin çok eski dönemlerde bile Türk kültüründe çok önemli bir yere sahip olduğu ve etrafında gelişen kültürleri de önemli ölçüde etkilediği görülmektedir. İslamiyet Öncesi Türk topluluklarında müziğin mistik ögelerle birlikte destansı şarkı şeklinde olduğu araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Gök Tanrı inancına bağlı din adamlarının ozanlık yaptığı da bilinmektedir. Müzik eski zamanlardan beri bir nevi toplumsal ihtiyaçları çözmek için kullanılan bir araç olarak görülmektedir.

Tarih boyunca Türkler üflemeli, vurmalı, telli gibi birçok çalgı aleti kullanarak müziğin onlar için ne kadar önemli olduğunu göstermişlerdir. Ayrıca farklı türlerde eski Türk çalgı aletleri geliştirerek müzik dünyalarını da geliştirmişlerdir. Doğu Türkistan bölgesinde yapılan kazılar sonucunda bilinen eski Türk çalgı aletleri olarak, M.Ö. iki ve üç bininci yıllarda Türklerin flüt ve zurna kullandığı ortaya çıkmıştır. Davul ise eski Türk çalgı aletleri arasında günümüze kadar gelmiş ve halen kullanılan, en çok tercih edilen çalgı aletidir.

Eski Türk çalgı aletleri arasında tarihi çok eskilere dayanan ve iyileştirici etkisi olduğuna inanılan kopuz ve kemençe telli çalgılar arasında yer alır. Türkler yüzyıllar öncesinde düdük, çan, çeng ve dümbelek gibi sapları uzun bağlama şeklindeki çalgıları tekkelerde kullanmışlardır. Şakşak, zilli maşa ve halile şeklindeki eski Türk çalgı aletleri zamanla geliştirilerek kaşık, mehter zili ve parmak ziline evirilmiştir. Orta Çağ döneminde ise ut, pişe, ney ve kaval gibi çalgı aletleri yapılarak günümüze kadar ulaşmışlardır.

Türklerin Bilinen En Eski Çalgısı Nedir?

Türk müziği tarihinin bilinen en eski çalgı aleti kopuzdur. Kopuz için bağlamanın atası demek yanlış olmaz. Araştırmacılar yaptıkları çalışmalar sonucunda eski Türk çalgı aletleri arasında bilinen en eski Türk çalgısının kopuz olduğunu bulmuşlardır. Kopuzun geçmişi M.Ö. 3. ve 6. yüzyıllara kadar uzanmaktadır. Türk müzik tarihinin başlangıcı denilebilir. Orta Asya müzik alanında bu çalgının tedavi edici özelliği olduğu ve iyi ruhları çağırdığına inanılırmış. Pek çok Türk çalgısında olduğu gibi kopuzda da doğanın ve hayvanların ritmi net şekilde hissedilir.

İlk örneklerine baktığımızda kopuzun tek parça halinde ağaç, bambu ya da kemikten yapıldığını görüyoruz. M.S. 8-9. yüzyıldan itibaren ise metalden yapılmaya başlanmıştır ve bu şekilde günümüze kadar gelmiştir.

Eski Türk çalgıları kültürel etkileşim yoluyla farklı milletlere kadar ulaşmıştır. Kopuz da Avrupa, Afrika, Hindistan ve hatta Amerika kıtasına kadar yayılarak bütün dünya müzik eserleri arasında çalınan bir çalgı haline gelmiştir.

Günümüze Kadar Gelen Orta Asya Türk Çalgıları

Yüzyıllardır farklı coğrafyalarda yaşamalarının sonucunda Türkler ve Orta Asya halkı arasında kültür ve dil farkı olsa bile müzik, her iki milletin ortak noktasıdır. Türk müziği ve Orta Asya müziği çalgılar açısından birbirine çok benzerdir. Bunun en büyük örneği, bilinen en eski Türk çalgı aletlerinden biri olan kopuzdur. Kopuzun adı ve şekli zamanla değişerek Türk dünyasında, bağlama ve saz olarak yer almaya başlamıştır.

Orta Asya müziği ve Türk müziği çalgıları arasında günümüze kadar gelen bir diğer çalgı ise kabak kemanedir. Orta Asya’da kemaneye ‘İgil’ ve ‘Giccak’ denilmekteydi. Karadeniz yöresine ait kemençe ise gününüze kadar gelebilen bir diğer çalgıdır. Orta Asya Türk çalgısına eskiden ‘Kılkobız’ denilmekteydi. Zurna ve delbek de Orta Asya’dan günümüze kadar gelebilen diğer eski Türk çalgıları arasında yerlerini almaktadırlar.

Bağlama Kime Aittir?

Bağlamanın M.Ö. üç binli yıllara kadar uzanan bir geçmişi vardır. Bilinen ilk türü ise Akad zamanlarında kullanılan silindir mühürleridir. Bu mühürler zamanla değişerek daha küçük yapıda olan saplı türlere dönmüştür. Kısa sapa sahip olan bu bağlamalar M.Ö. iki binli yıllardan itibaren Doğu Akdeniz, Doğu Asya ve Mezopotamya’da kullanılmaya başlanmıştır.

Anadolu’da bilinen en eski bağlama türleri M.Ö. 1680 – 1375 tarihlerinde Hitit dönemine aittir. Yapılan çalışmalarda Hitit dönemine ait kabartma ve levhalar üzerine bağlama çizimleri yapıldığı bulunmuştur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu